AKMAK ile Biten Kelimeler
Bazı Kelimelerin Anlamları (Rastgele Seçilenler)
-
BAKMAK
- Bakışı bir şey üzerine çevirmek
- Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak
- Bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda kalması için emek vermek; esermek
- ► geçindirmek
- Bir iş birinden beklenmek
- Hastayı muayene etmek
- Tedavi etmek için ilgilenmek
- Görüp incelemek
- Kontrol etmek
- Bir işi yapmak, bir işi yapmakla görevli olmak
- İtina göstermek; ilgilenmek
- Başka bir şeyle ilgilenmeyip elindeki veya önündeki işle uğraşır olmak
- Yapılabilmesi bir şeye bağlı bulunmak
- Bir şeyi gözetmek, korumak
- -e benzemek
- Bir şeyin farkına varmak
- Özen göstermek
-
ÇAKMAK
- Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası
- Çelik, taş, cam, plastik vb. maddeden yapılmış gaz veya benzinle dolu tutuşturma aleti
- Tabanca veya tüfeklerde bulunan tetik düzeni
-
KAKMAK
- İtmek, vurmak
- Kakma yapmak; hakketmek, kakalamak (I)
- Vurarak dar bir yere sokmak
-
AKMAK
- Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek
- Sıvı maddeler aşağıya yönelmek
- Sıvı madde bir yerden çıkmak; süzülmek
- Bir kap veya bir yer içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak
- Art arda ve toplu olarak gitmek
- Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak
- Boya birbirine karışmak
- Sürüp gitmek
- Zaman çabuk geçmek
- Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak
- Kayıp gitmek
-
BIRAKMAK
- Elde bulunan bir şeyi tutmaktan vazgeçip tutmaz olmak
- Eldeki, sırttaki bir şeyi bir yere koymak
- Bir işi başka bir zamana ertelemek
- Bir şeyi bir yerde unutmuş olmak
- Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek
- Geriye kalmasını sağlamak
- Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, onu görevlendirmek
- Birinin bir şeyi yapmasına engel olmamak
- ► sarkıtmak
- Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak
- Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek
- Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak
- Bıyık veya sakal uzatmak
- Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak
- ► boşamak
- Kötü bir durumda terk etmek
- Koyup gitmek
- Sınıftan veya sınavdan geçirmemek
- Bir malı pazarlık sonucu fiyat indirimine razı olarak satmak
- Bakılmak, korunmak için vermek
- Bir kimseyi beraberinde getirmemek veya götürmemek
- Sahiplik hakkını başkasına vermek
- Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak
- Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek
- ► koymak
- Bir şeyi başkasına iletilmek üzere vermek
- Bir şeyi bir kimse veya belli bir amaç için ayırmak
- ► götürmek
- Kâr getirmek, yarar sağlamak
- Birilerini koyuvermek, salıvermek
- Bir yana itmek, önem vermemek
- Kendi hâline terk etmek
- Beraberinde bulunması gereken bir şeyi yanına almamak
- Bir işi veya çalışmayı bitirmeden sona erdirmek
- Bir şey yeni bir duruma dönüşmek
- Geride … kalmasını sağlamış olmak
- … durumda bulunmasına, … hâle gelmesine sebep olmak
- Ölüm sebebiyle kaybetmiş olmak