AĞLAMAK ile Biten Kelimeler
Bazı Kelimelerin Anlamları (Rastgele Seçilenler)
-
AĞLAMAK
- Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek
- Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak
- Herhangi bir şeyden yakınmak
- Bir duruma üzülmek
-
SAĞLAMAK
- Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak; temin etmek
- Elde etmek, sahip olmak
- Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak
-
BAĞLAMAK
- İp, bağ veya başka bir araçla bir şeyi bir yere veya birkaç şeyi birbirine tutturmak, birleştirmek
- Kumaş, ip, tel gibi şeyleri uçlarını birbiri arasından geçirmek suretiyle düğümlemek
- Yaraya ilaç koyup bezle sarmak
- Denk yapmak, paket yapmak
- Anlaşma yapmak
- Uyulması zorunlu olmak
- Eklemek, bir araya getirmek, birleştirmek
- Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak
- Sona erdirmek, bitirmek, tamamlamak
- Geçişi engellemek
- Birini söz veya yazı ile bağlamak; taahhüt etmek, angaje etmek
- Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek
- Yoğurt, yara vb. yüzey üzerinde katman oluşmak; tutmak
- Gönlünü kazanmak
- Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak
- Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak
-
DAĞLAMAK
- Kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak
- Akan kanı dindirmek veya hasta bölümleri ortadan kaldırmak için vücudun bir yerini kızdırılmış bir metal araçla yakmak
- Çok sıcak, soğuk veya acı bir şey yakmak
- Acısı yüreğine işlemek
-
YAĞLAMAK
- Yağ sürmek
- Sürtünen iki yüzey arasına, kaymayı kolaylaştırmak için yağlı bir madde sürmek
- Dalkavukça övmek, yağ çekmek