- DOBRALIK
- DOGMATİK
- DOKSANAR
- DOKSANLI
- DOKUMACI
- DOKUMALI
- DOKUNMAK
- DOKUNSAL
- DOKURCUK
- DOKURCUN
- DOKUTMAK
- DOKUYUCU
- DOKUZGEN
- DOKUZLUK
- DOKUZTAŞ
- DOLAKSIZ
- DOLAMBAÇ
- DOLANMAK
- DOLAPSIZ
- DOLAYSIZ
- DOLAŞMAK
- DOLDURMA
- DOLDURUŞ
- DOLGANCA
- DOLGUNCA
- DOLMALIK
- DOLMUŞÇU
- DOLUKMAK
- DOLUNMAK
- DOLUŞMAK
- DOMALMAK
- DOMALTMA
- DOMESTİK
- DOMİNANT
- DOMİNYON
- DOMUZLAN
- DOMUZLUK
- DOMUZUNA
- DON YAĞI
- DONANMAK
- DONATMAK
- DONATILI
- DONDURAÇ
- DONDURMA
- DONUKLUK
- DORUKSUZ
- DOSDOĞRU
- DOYASIYA
- DOYULMAK
- DOYUMEVİ
- DOYUMLUK
- DOYUMSUZ
- DOYUNMAK
- DOYURMAK
- DOYURUCU
- DOĞALLIK
- DOĞANYOL
- DOĞANŞAR
- DOĞAÇTAN
- DOĞAÜSTÜ
- DOĞDURMA
- DOĞRAMAK
- DOĞRANMA
- DOĞRANIŞ
- DOĞRATMA
- DOĞRAYIŞ
- DOĞRUDAN
- DOĞRULMA
- DOĞRULTU
- DOĞRULUK
- DOĞRULUM
- DOĞRULUŞ
- DOĞRUSAL
- DOĞRUSUZ
- DOĞULUCA
- DOĞUMEVİ
- DOĞUMSAL
- DOĞURGAN
- DOĞURMAK
- DOĞURTMA
- DOĞURUCU
- DOĞUŞTAN
Bazı Kelimelerin Anlamları (Rastgele Seçilenler)
-
DOLAYSIZ
- Doğrudan doğruya olan; vasıtasız, bilavasıta
- Araya herhangi bir araç girmeden
-
DOKUZGEN
- Dokuz kenarı olan çokgen
- Bu biçimde olan
-
DOĞRULMA
- Doğrulmak işi
-
DOĞURUCU
- Yeni düşünceleri ortaya koyan (kimse); üretken
-
DONATMAK
- Birinin giyimini sağlamak
- ► süslemek
- Bir şeyin iş görebilmesi için gereken nesneleri, gereçleri katmak; teçhiz etmek
- ► sövmek
- ► azarlamak