- KALAFAT
- KALAMAR
- KALAMİN
- KALAMİT
- KALANLI
- KALAVRA
- KALAYCI
- KALAYLI
- KALAYSI
- KALECİK
- KALEMİS
- KALEMLİ
- KALESKA
- KALGIMA
- KALHANE
- KALİBRE
- KALİNİS
- KALİNOS
- KALİPSO
- KALKMAK
- KALLAVİ
- KALMALI
- KALOMEL
- KALOTİP
- KALPGÂH
- KALPLIK
- KALPSİZ
- KALPTEN
- KALSEMİ
- KALÇALI
- KALÇETE
- KALIMLI
- KALINCA
- KALINMA
- KALINTI
- KALIPLI
- KALIPÇI
- KALITÇI
- KALITIM
Bazı Kelimelerin Anlamları (Rastgele Seçilenler)
-
KALOMEL
- ► tatlı sülümen
-
KALITÇI
- ► mirasçı
-
KALIPLI
- Kalıplanmış olan
- Düzgün, biçimli olan
- İri yapılı, heybetli olan; kalıplıca
-
KALINMA
- Kalınmak işi
-
KALAMAR
- Bir tür mürekkep balığı (Loligo vulgaris)