OCAK
- Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer; ocaklık (isim)
- ► şömine
- Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet
- Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer
- Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer
- Bahçelerde veya bostanlarda her tür meyve ve sebze tohumu veya fidesinin dikimi için etrafı yükseltilerek ortası çukur bırakılmış yer
- Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer
- Yılın birinci ayı; ikinci kânun, son kânun, kânunusani
- Yeniçeri teşkilatını oluşturan ortalardan her biri (tarih)
- Ev, aile, soy (mecaz)
- Halk hekimliğinde bir önceki kuşaktan el verme suretiyle aktarılan bilgileri kullanarak belirli bir şikâyeti veya hastalığı iyileştirdiğine inanılan aile (ağızlardan)
- Bir şeyin en çok bulunduğu veya yapıldığı yer
- Toprak altındaki su kanallarının toprak üzerine açılan ve bir kapakla örtülü bulunan deliği
Birleşik Kelimeler:
ocak ağası | ocak anası | ocakayı | ocak beytülmalcisi | ocak bezirgânı | ocak boşaltıcısı | ocak bucak | ocak çekirgesi | ocak erkânı | ocakeşeği | ocak halkı | ocak kaşı | ocak katı | ocak kâtibi | ocak sanatı | ocak sehpası | ocak siperi | ocak takımı | ocak taşı | kör ocak | od ocak | acemi ocağı | aile ocağı | asker ocağı | aş ocağı | baba ocağı | Bostancı Ocağı | çay ocağı | deprem ocağı | elektrik ocağı | gaz ocağı | Humbara Ocağı | ispirto ocağı | kahve ocağı | kireç ocağı | kum ocağı | maden ocağı | parti ocağı | sağlık ocağı | taş ocağı | Yeniçeri Ocağı