ALT
- Bir şeyin yere bakan yanı; zir, üst karşıtı (isim)
- Bir nesnenin tabanı
- Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü
- Bir şeyin yere yakın bölümü
- Birine göre daha aşağı mevkide olan kimse; madun
- Sınıflamalarda ikinci derecede olan; ast (sıfat)
- Birkaç şeyden aşağıda olan (sıfat)
Birleşik Kelimeler:
alt açı | alt alta | alt anlam | alt başlık | alt bayi | alt bölüm | alt cins | alt çene | alt deri | alt diş | alt dudak | alt familya | alt geçit | alt gerilim | alt güverte | alt hava yuvarı | alt ırk | alt işveren | alt karşıt | alt kat | alt katman | alt kavuşum | alt kurul | alt sınıf | alt soy | alt şube | alt tabaka | alt takım | alt tarafı | alt tür | altüst | alt yanı | altyapı | alt yazı | alt yazıcı | altı üstü | alttan alta | atom altı parçacığı | ayakaltı | bardakaltı | başaltı | baş altı | bayrakaltı | bilinçaltı | dam altı | denizaltı | deniz altı | deri altı | dilaltı | dil altı bezleri | ev altı | gözaltı | göz altı | hasır altı | kahvaltı | kapıaltı | kaymakaltı | kızılaltı | koltuk altı | kot altı | köprüaltı çocuğu | köyaltı | Kubbealtı | kulak altı bezi | merdiven altı | normalaltı | rüzgâraltı | silahaltı | su altı | şuuraltı | topaltı | toprak altı | üst deri altı | yastıkaltı | yemekaltı | yeraltı | yer altı | el altında | el altından