AĞIR
- Tartıda çok çeken; kilolu, sakil, hafif karşıtı (sıfat)
- Çapı, boyutu büyük
- ► yavaş
- ► yoğun
- Çok az işiten (kulak)
- Gösterişi fazla olmayan, ciddi olan (mecaz)
- ► değerli
- ► çetin (mecaz)
- Sıkıntı veren, bunaltan; sakil (mecaz)
- Dokunaklı, kırıcı, insanın gücüne giden (mecaz)
- ► ağırbaşlı (mecaz)
- Keskin, boğucu (koku) (mecaz)
- ► kısık
- Davranışları yavaş olan (mecaz)
- Sindirimi güç (yiyecek) (mecaz)
- ► ağır sıklet (isim)
- Yavaş bir biçimde (zarf)
Birleşik Kelimeler:
ağır ağır | ağır aksak | ağır araç | ağırayak | ağırbaşlı | ağırcanlı | ağır ceza | ağır ceza mahkemesi | ağır çekim | ağırelli | ağır ezgi | ağır hapis cezası | ağır hasta | ağır hava | ağır hidrojen | ağır iş | ağırkanlı | ağır kayıp | ağır kusur | ağır küre | ağır makineli | ağır paha | ağır para cezası | ağır sanayi | ağır sıklet | ağır söz | ağır su | ağır top | ağır uyku | ağır vasıta | ağır yağ | ağır yara | ağır zemin | eli ağır | eline ağır | uykusu ağır | yarı ağır sıklet