BOY
- İnsanın tabanı ile başının tepesi arasındaki uzaklık; kamet (I) (isim)
- Bitki, hayvan veya nesnenin uzunluğu
- İki boyutlu bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, en (I), genişlik karşıtı
- ► uzunluk
- Bir şeyin büyüklük derecesi
- Kumaş için kullanılacak yere göre belirlenen uzunluk
- Belli bir zaman süresince
- Yol, akarsu, göl, deniz kıyısı
- At ve tekne yarışlarında yarışçıları birbirinden ayıran at veya tekne uzunluğu birimi (spor)
Birleşik Kelimeler:
boy abdesti | boy aynası | boy bos | boy boy | boy hedefi | boy menteşe | boy otu | boy pos | boydan boya | battal boy | bir boy | büyük boy | garson boy | küçük boy | orta boy | tabildot boy | yarım boy | adam boyu | aile boyu | dalga boyu | deniz boyu | diz boyu | gün boyu | hayat boyu | hudut boyu | kordon boyu | minare boyu | ömür boyu | palamar boyu | rıhtım boyu | sahil boyu | seyahat boyu | sınır boyu | yalı boyu | yaşam boyu | yol boyu | boylu boyuna | enine boyuna
BOY
- Ortak bir atadan türediklerine inanılan, toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk; kabile, klan (isim)
Birleşik Kelimeler:
BOY
- ► hikâye (isim)