DİŞ
- Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri (isim)
- Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri
- Sarımsak dilimi, karanfil vb.nde dişe benzetilen tane
- Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm
- Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar (hayvan bilimi)
Birleşik Kelimeler:
diş ağrısı | diş aynası | diş bademi | dişbudak | diş buğdayı | diş-damak ünsüzü | diş diş | diş doktoru | diş-dudak ünsüzü | diş eti | diş eti-damak ünsüzü | diş eti-dudak ünsüzü | diş fırçası | diş hekimi | diş ipi | diş kirası | diş macunu | diş odacığı | diş otu | diş özü | diş plağı | diş tababeti | diş tabibi | diş tacı | diş taşı | diş ünsüzü | dişe diş | dişiyle tırnağıyla | alt diş | damaklı diş | kazma diş | kesici diş | öğütücü diş | takma diş | tavşan diş | uzun diş | üst diş | yirmilik diş | akıl dişi | anahtar dişi | azı dişi | deve dişi | duvar dişi | düven dişi | ekleme dişi | faredişi | fildişi | fil dişi | göz dişi | köpek dişi | kuzu dişi | mazgal dişi | peynir dişi | sıçandişi | süt dişi | yıldızı dişi | yirmi yaş dişi