EKMEK
- Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek; nan, nanıaziz (isim)
- İnsanı geçindirecek iş; kazanç (mecaz)
- ► yemek (I)
Birleşik Kelimeler:
ekmek ağacı | ekmek arası | ekmek ayvası | ekmek dolması | ekmek düşmanı | ekmek kadayıfı | ekmek kapısı | ekmek kavgası | ekmek kaygısı | ekmek kırıntısı | ekmek küfü | ekmek mayası | ekmek parası | ekmek tahtası | ekmek tatlısı | ekmek ufağı | ekmeği dizinde | etli ekmek | kuru ekmek | soğan ekmek | tam ekmek | taş ekmek | tuz ekmek düşmanı | tuz ekmek hakkı | zengin ekmek | arı ekmeği | arpa ekmeği | çarşı ekmeği | çavdar ekmeği | dürüm ekmeği | er ekmeği | ev ekmeği | glüten ekmeği | halk ekmeği | köy ekmeği | kuşekmeği | mısır ekmeği | sac ekmeği | tandır ekmeği | taş fırın ekmeği | tava ekmeği | tost ekmeği | yufka ekmeği
EKMEK
- Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek (-i)
- Toprağı ekip biçmek için kullanmak
- ► serpmek (-e)
- Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak (mecaz)
- Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek; savuşmak, atlatmak (argo)
- Parayı boşuna harcamak (argo)
- Yarışta geçmek (argo)