HAL
- Çözme, çözülme (isim)
- ► çözüm
- ► eritme
- Karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma
Birleşik Kelimeler:
HAL
- Sebze, meyve, bakliyat vb.nin satıldığı yer (isim)
HÂL
- ► durum (isim)
- Tutum, tavır
- Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman
- ► takat
- Kötü durum, sıkıntı, dert (mecaz)
Birleşik Kelimeler:
hâl değişimi | hâl dili | hâl eki | hâl tercümesi | hâlihazır | arzuhâl | behemehâl | fevkalade hâl | hasbihâl | herhâl | her hâlükârda | hüsnühâl | ilmihâl | iyi hâl | lisanıhâl | medeni hâl | olağanüstü hâl | seferî hâl | tercümeihâl | yalın hâl | aksi hâlde | fena hâlde | herhâlde | her hâlde | o hâlde | şu hâlde | ay hâli | eşitlik hâli | insan hâli | insanlık hâli | isim hâli | keyif hâli | nez hâli | ruh hâli | vasıta hâli | yönelme hâli | yükleme hâli | kendi hâlinde | koro hâlinde | orta hâlli