KAPI
- Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı; bap (isim)
- Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat
- Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer
- Geçim sağlamak için çalışılan iş yeri
- Osmanlı Devleti'nde resmî görev yeri (tarih)
- ► portal (bilişim)
- Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân (mecaz)
- Gidere yol açan gereksinim (mecaz)
- Ev gezmesi için gidilen yer (mecaz)
Birleşik Kelimeler:
kapı ağası | kapı ağzı | kapıaltı | kapı bir komşu | kapı çuhadarı | kapı duvar | kapı halkı | kapı kâhyası | kapı kapamaca | kapı karşı komşu | kapı kethüdası | kapı kolu | kapı komşu | kapıkule | kapı kulu | kapı mandalı | kapı oğlanı | kapı perdesi | kapı tokmağı | kapı yoldaşı | kapı zili | kapısı açık | açık kapı | akordiyon kapı | ana kapı | ara kapı | çakma kapı | çarpma kapı | çat kapı | çekme kapı | çelik kapı | çift kapı | demir kapı | dış kapı | döner kapı | kuzu kapı | sağır kapı | taç kapı | topal kapı | yağlı kapı | yavru kapı | adalet kapısı | ağa kapısı | cümle kapısı | çıkış kapısı | devlet kapısı | ekmek kapısı | el kapısı | geçim kapısı | giriş kapısı | gümrük kapısı | hacet kapısı | hükûmet kapısı | kısmet kapısı | koltuk kapısı | komşu kapısı | kuzuluk kapısı | mahkeme kapısı | masraf kapısı | mide kapısı | nizamiye kapısı | paşa kapısı | serasker kapısı | servis kapısı | sınır kapısı | sokak kapısı | söz kapısı | şeyhülislam kapısı | umut kapısı | ümit kapısı