KURU
- Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı (sıfat)
- Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan (yer)
- Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı
- Canlılığını yitirmiş (bitki)
- Salgısı olmayan
- Döşenmemiş, çıplak
- Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek)
- Etkisi ve sonucu olmayan (mecaz)
- ► sıska (mecaz)
- Heyecanı, tadı olmayan, tekdüze (mecaz)
- Akıcı olmayan, duygudan yoksun (mecaz)
- ► kuru fasulye (isim)
Birleşik Kelimeler:
kuru boya | kuru çay | kuru çayır | kuru çeşme | kuru dere | kuru duvar | kuru ekmek | kuru erik | kuru fasulye | kuru filtre | kuru gürültü | kuru hava | kuru iftira | kuru incir | kurukafa | kuru kafa | kuru kahve | kuru kalabalık | kuru kayısı | kuru kemik | kuru köfte | kuru kuruya | kuru kuyu | kuru laf | kuru meyve | kuru öksürük | kuru pasta | kuru pil | kuru sebze | kuru sele | kurusıkı | kuru sele | kuru soğan | kuru soğuk | kuru söz | kuru tarım | kuru temizleme | kuru üzüm | kuru yemiş | kuru yemişçi | kuru yük | kuru ziraat | kara kuru | tuzu kuru | karaca kuruca | Beypazarı kurusu | dut kurusu | gülkurusu | gül kurusu | insan kurusu | kız kurusu | piç kurusu | yaprakkurusu