GÖZ
- Görme organı; basar, ayn, çeşm, dide (isim)
- Bazı deyimlerde, görme ve bakma
- ► oda
- Bakış, görüş
- ► kaynak (I)
- Delik, boşluk
- ► çekmece
- Terazi kefesi
- ► nazar
- Sevgi, ilgi, gönül bağlantısı
- Ağacın tomurcuk veren yerlerinden her biri
- ► hane
- Bazı yaraların uç bölümü
Birleşik Kelimeler:
göz açıklığı | göz akı | göz alıcı | gözaltı | göz altı | göz aşısı | göz aşinalığı | göz bağı | göz bağıcı | göz bankası | göz banyosu | göz bebeği | göz bilimi | göz boncuğu | göz çukuru | gözdağı | gözdemiri | göz dikeği | göz dişi | göz doktoru | göz emeği | göz erimi | göz etçiği | gözevi | göz göz | göz göze | göz hakkı | göz hapsi | göz kadehi | göz kamaştırıcı | göz kapağı | göz kararı | göz kesesi | göz kuruluğu | göz memesi | göz merceği | göz nuru | göz önü | göz pencere | göz pınarı | göz sevdası | göz taşı | gözyaşı | göz yoklaması | göz yordamıyla | göz yuvarı | göz yuvası | göz zarı yangısı | göze göz | gözü aç | gözü açık | gözü bağlı | gözü dışarıda | gözü doymaz | gözü gönlü tok | gözü kapalı | gözü kara | gözü keskin | gözü pek | gözü sulu | gözü tok | gözü yolda | gözü yüksekte | gözümün nuru | açgöz | açıkgöz | altıngöz | aynagöz | camgöz | cam göz | cingöz | çakır göz | çekik göz | dört göz | eski göz ağrısı | gümüş göz | ilk göz ağrısı | karagöz | Karagöz | kem göz | kene göz | kötü göz | lokma göz | mühür göz | paragöz | patlak göz | petek göz | sarıgöz | sulu göz | süzgün göz | tepegöz | uyur göz | yalıngöz | yüz göz | balıkgözü | devegözü | horozgözü | kartalgözü | kedigözü | kemer gözü | koltuk gözü | koyungözü | kuşgözü | malın gözü | mandagözü | öküzgözü | palamar gözü | sığırgözü | torpido gözü | turnagözü | tütsü gözü | gündüz gözüyle | çıplak gözle | bu gözle | halkalı gözler | tepegözler